ABD STRATEJİK ORTAĞI GÜLEN’İ VERMEZ
Başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ‘’Darbe girişiminin arkasında ABD var’ ’dedi. Ben de Süleyman Soylu ’ya günaydın diyorum. Bugüne kadar aklınız neredeydi diyorum. Ayrıca Süleyman Soylu ‘ya DSP – ANAP – MHP Koalisyon Hükümetini ’de ABD’nin darbesiyle yıkıldığını hatırlatmak isterim. Yine ABD’nin yıkılan koalisyon hükümetinin yerine de kendilerini iktidara getirdiğini hatırlatmak isterim. Hani getirenin aynı zamanda da götürmeye çalıştığını bu vesile ile anımsatmak isterim. Meseleye bu açıdan baktığımız zaman ortada pek de şaşılacak bir şey yok. Eğer siz kendi hür iradenizle iktidara gelmişseniz şimdi topu ABD’ye atabilirsiniz. Ancak ABD darbesiyle iktidara gelmişseniz ortada ağlayacak sızlayacak bir durum da yok. Sonuçta ne ekmişseniz onu biçersiniz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu yapmış olduğu açıklama da bakın ne diyor?
“Darbenin arkasında Amerika Birleşik Devletleri var. Oradan yayınlanan birkaç dergi, bir kaç aydır faaliyette bulunuyordu. Biz ABD’ye aylardır Fethullah Gülen konusunda bir mesaj veriyoruz. ABD bize Fethullah Gülen’i vermek zorundadır”
Süleyman Soylu’nun her şeyden önce bir defa bilmesi gereken bir konu var. O da ABD’nin stratejik ortağı Fethullah Gülen’i vermeyeceğidir. Bunu bilmemek için insanda akıl tutulması olması lazım. Süleyman Soylu’da da akıl tutulması var mıdır bilemiyorum. Ancak bildiğim bir şey varsa o da, bırakın Süleyman Soylu’nun yapmış olduğu sitemi, ABD’nin bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dahi dinlemeyeceğidir. Dışişleri Bakanı John Kerry Süleyman Soylu’nun yapmış olduğu açıklama konusunda bakın ne diyor;
“ABD’nin, soruşturmayı yürütmesinde Türk yetkililere yardım etmek istediğini, ancak ABD’nin başarısız darbe girişimindeki imalar veya iddialar tamamen yanlış ve bu ikili ilişkilere zarar verir’’
Kerry yapmış olduğu açıklamada elbette yalan söylüyor. Ancak siz ABD’nin desteği ile iktidara gelmişseniz bu yalanı yutmak zorundasınız. Fethullah Gülen’in iadesini isteyebilirsiniz. Bunun için dosyalar dolusu evrak da gönderebilirsiniz. Fakat sonrasında ABD der ki; ’Türkiye bizden resmi olarak Fethullah Gülen’i istemedi.’ ’Adalet Bakanı Bekir Bozdağ klasörler dolusu evrak da gönderse, bu evraklar bir türlü resmiyet kazanmaz. Bekir Bozdağ ağzı ile kuş ta tutsa, Fethullah Gülen’in terörist olduğunu inandıramaz. ABD’ye göre Fethullah Gülen hiçbir zaman terörist olmaz. Çünkü Fethullah Gülen ABD’nin stratejik ortağıdır. Bu ortak da ABD’nin ülkemizdeki temsilcisidir.
Peki, Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamalarına ne dersiniz?
“Cumhurbaşkanımız da bizzat ben de terörist başının iadesi için ABD’ye çağrımızı yaptık, dosyamızı gönderdik. Bize diyorlar ki kanıt sun. Görünen köy kılavuz ister mi? Ama biz yine istemedikleri kadar kanıtı onların önüne koyacağız. Ancak Amerikalı dostlarıma şunu buradan sormak istiyorum: 11 Eylül’de ikiz kuleler aşağı indirildiğinde teröristleri isterken kanıt mı sordunuz? Guantanamo’da şüphelileri toplarken elinizde kanıt mı vardı? Bin Ladin için kanıt aramazken Fetö için, üstelik olay çok açıkken kanıtlar zaten ortadayken neden ısrarla kanıt istiyorsunuz? Bu caniyi, bu haini, bu terörist başını artık daha fazla korumayın. Bunun size de faydası yok. Hiç boşuna ekmek su vermeyin, boşuna beslemeyin, külfet çekmeyin. Jiletle kazır gibi bunların kökünü kazıyacağız.”
Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘’11 Eylül’de İkiz Kulelere saldıran teröristleri isterken kanıt mı sundunuz’’, açıklamasına yüz de yüz katılıyorum. Ancak tür söylemlerin ABD açısından hiçbir geçerliliği yoktur. Eğer siz ABD’ye karşı bir bayrak açacaksanız, öncelikle NATO’dan çıkacaksınız. Ondan sonra da ABD yerine bölge ülkeleri ile birlikte hareket etmeye başlayacaksınız. Yoksa bu tür çıkışlar ülkenin gazını almaktan bir adım dahi öteye gidemez. Bu kabadayılıklar da belli bir zaman sonra yerini her zaman olduğu gibi özüre bırakır.21.07.2016
