Makaleler

5 AĞUSTOS ADALETİ

sait-balciErgenekon Davasının birinci bölümü 5 Ağustos Pazartesi günü sonuçlandı. Bağımsız ve tarafsız yargı tam anlamıyla tahliye olanlar hariç geri kalanlara ömürlük ceza yağdırdı. Neresinden bakarsanız bakın verilen kararların savunulacak hiçbir tarafı da yok. Kararlar apaçık ortada. Varlığı bile kanıtlanamamış Ergenekon yapılanması adı altında yurtsever aydınlarımıza cezalar yağdırılırken, PKK Terör Örgütü sözde barış adı altında kol geziyor. Terörist başlarından Şemdin Sakık bu davada göstere göstere Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un karşısına gizli tanık olarak çıkartılıyor. Hırsızlardan, tecavüzcülerden gizli tanık yapılıyor. Bu gizli tanıklara serbest bırakılmaları karşısında Ergenekon Davasında yargılanan yurtseverlerin aleyhinde suçlamalarda bulunmaları sağlanıyor. Gizli tanıklara suçlama serbest ama suçlamanın doğru olup olmadığını ne soran var ne de araştıran. İşte böyle bir yargılama sonrası mahkemenin kararlarının yerine siyasi kararlar açıklandı. Düşünüldü taşınıldı ve yurtseverler lehine dönüşen uzun tutukluluk sürelerine böylelikle son verildi. Bunun adı da adil yargılamama oluyor işte.

Verilen cezalara şöyle bir göz attım. Açıkçası afalladım kaldım. Evet, bu davadan cezaların çıkacağı belliydi. Yurtsever aydınlardan intikam alınacağı belliydi. Bağımsız ve tarafsız yargının elinden kurtulmak elbette mümkün değildi. Ancak verilen kararların bu kadar ağır olabileceğini tahmin etmemiştim. Birde adil yargılamadan bahsederler. Adil yargılama buysa kim bilir adil olmayan yargının kararları nice olur? Mustafa Balbay’a 34 yıl 8 ay ceza vermişler. Dile kolay. Tuncay Özkan’a ağırlaştırılmış müebbet artı 16 yıl 2 ay ceza vermişler. Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’a mühebbet cezası verilmiş. El insaf. Bu kadarda olmaz yani. Hadi şimdi gelin de bu kararlara adil deyin bakalım? Adil olarak görünen bir tarafı varsa tabi.

Sonuçlanan bu davanın kararları hiç kuşku yok ki siyasidir. Eğer siyasi bir karar verilmeyecek olsaydı Anayasa Halk Oylamasında HSYK’nın yapısı değiştirilmezdi. Hâkimlerin verdiği kararlara karşı açılacak davalar devlete karşı açılması sağlanmazdı. Yani hâkimler, verdikleri kararlara karşı hukuken korunmazlardı. Davada yargılanan yurtseverlerin karşısına hırsızdan, tecavüzcüden ve teröristten gizli tanık çıkarılmazdı. Eğer adil bir yargılama yapılmış olsaydı, sanık avukatlarına savunma için yeterli süre tanınırdı. Sanık avukatlarının dinlenmesini istedikleri tanıklara söz verilirdi. Ancak bunların hemen hemen hiçbiri yapılmadı. Yurtseverler tam anlamıyla yangından mal kaçırırcasına adil yargılamadan kaçırıldı. Davanın Silivri’ye taşınması, bu davaya bakan mahkeme heyetinin bu davadan başka davalara bakmaması da adil yargılamaya örnek teşkil etti değil mi? Dava görüldükçe içine yeni davaların girmesi de hukukun zenginliğindendi değil mi? Danıştay cinayetinin bile bu davanın içinde olmasını varın siz değerlendirin. Şimdi bu davada adil yargılama oldu diyebilir misiniz? Mümkün değil tabi. Bu dava hiç kuşku yok ki siyasi bir davadır. Karar da siyasi bir karardır. Mahkeme heyeti siyasi gücün, siyasi iradenin etkisi altında karar vermiştir. Oysaki yargı tam anlamıyla bağımsız ve tarafsız olmuş olsaydı bu kadar hukuk ihlalleri olmazdı. Hukuk katledilmezdi. Tutukluluk süreleri bu kadar uzun sürmezdi. Anayasa Mahkemesinin kararlarına uyulurdu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uyulurdu. Uluslararası kamuoyunun hassasiyetleri göz ardı edilmezdi.

Balyoz Davasından sonra sonuçlanan Ergenekon Davası da hukukun göz ardı edildiğine dair bir örnektir. Gerek Balyoz Davası, gerekse Ergenekon Davası aslında laik Cumhuriyete karşı açılmış davalardır. Bu dava Anayasa Mahkemesi kararıyla irticanın odağı olduğu tescillenen siyasi iktidarın Atatürk İlke ve Devrimleri ile hesaplaştığı bir davadır. Bu dava, Lozan Barış Antlaşması ile kurtarılmış olan vatanın tekrar parçalanmasına çanak tutan bir davadır. Kim ne derse desin sonuçlanan bu davalar Türk Milletini asla yıldıramayacaktır. Türk Milleti geçmişte olduğu gibi vatanın ahde vefası için varını yoğunu ortaya koyacaktır. Memleketin topraklarında oynanmakta olan Büyük Ortadoğu Projelerini yırtıp atacaktır. Bakalım davanın ikinci yarısında neler olacak? Cumhuriyet mi kazanacak yoksa ikinci Cumhuriyetçiler mi? Lozan mı kazanacak yoksa sevr anlayışı mı? Hep beraber yaşayıp göreceğiz. 07.08.2013

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title