Makaleler

UKRAYNA’DA BİR SALAK

Rusya’nın Ukrayna’ya 24.02.2021 tarihinde başlatmış olduğu askeri harekatın birinci yılını doldurmasına neredeyse iki ay kadar biz zaman kaldı. Rusya bu zaman zarfında Rus kökenli vatandaşların yaşadığı sınır bölgelerini ele geçirdi. Buna karşılık Ukrayna NATO ülkeleri ve AB ülkelerinin sağlamış olduğu silah yardımlarına rağmen herhangi bir ilerleme kaydedemedi. Ülkesini Rusya’ya karşı savunamadı.

Rusya’nın Askeri Müdahalesinin Sebepleri
Her Şey 2014 yılında Başladı. Ukrayna’nın 2014 yılının Nisan ayında Ukrayna’nın Rus kökenlilerin yaşadığı bölgelerde baskıcı bir politika uygulaması sonucunda Donetsk ve Lugansk’ta hükümet karşıtı protestolar başlamıştı. Ukrayna seçilmiş valileri görevden alarak bu illere kendi valilerini atadı. Bu sürecin ardından Donetsk ve Lugansk bölgelerinde halk valilikleri ele geçirdi ve bağımsızlık bildirgelerini ilan ettiler.

11 Mayıs 2014 tarihinde de Donetsk ve Lugansk bölgelerinde referandum düzenlendi. Düzenlenen referandumda ezici çoğunlukla bağımsızlık kararı çıktı. Böylelikle Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti kabul edildi.

Gelişmeler üzerine Ukrayna ordusu kısa bir süre sonra sivilleri gözetmeksizin saldırıya geçti. Karadan ve havadan harekâta başladılar. Donetsk ve Lugansk’taki halkın direnişi ile yoğun çatışmalar yaşandı. Ukrayna’nın hava saldırılarında binlerce sivil hayatını kaybetti ve yaralandı.

Donetsk ve Luhansk bölgesindeki çatışmaları durdurmak amacıyla Almanya ve Fransa’nın da katılımıyla Belarus’un başkenti Minsk’te görüşmeler yapıldı. Donbass bölgesindeki çatışmaları durdurmak amacıyla Ukrayna, Rusya Federasyonu, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Luhansk Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) temsilcileri tarafından 5 Eylül 2014 tarihinde Minsk Anlaşması imzalandı.

Yapılan Minsk Anlaşması çatışmaları durduramadı. Çünkü batılı ülkelerin güdümünde olan Ukrayna hükümeti Donetsk ve Luhansk bölgelerinin Rusya yanlısı tutumlarını hiçbir zaman kabul etmedi ve bu bölgeleri sürekli baskı altında tuttu. Ukrayna hükümetinin bu tutumu imzalanan Minsk Anlaşmasının da geçersiz kalmasına neden oldu.

5.09.2014 tarihinde imzalanan Minsk Anlaşmasının başarısız olması üzerine Almanya ve Fransa’nın arabuluculuğunda, Rusya, Ukrayna, Almanya ve Fransa liderleri 11-12 Şubat 2015 tarihlerinde tekrar Belarus’ta toplanarak yeni bir Minsk anlaşması hazırladılar. Minsk 2 Anlaşması olarak da bilinen yeni ateşkes protokolü Rusya, Ukrayna, AGİT ve Doğu Ukrayna’daki 2 ayrılıkçı bölge temsilcileri tarafından imzalandı.

1.Minsk Anlaşmasının uygulanmasında yaşanan sorunların bazıları Minsk 2 Anlaşmasının sonrasında da devam etti. Aralık 2021 tarihinde Rusya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov, Ukrayna’nın Minsk Anlaşmalarını yerine getirmediğini açıkladı. Aynı zamanda Ukrayna silahlı kuvvetlerinin Donbass’ta ABD tarafından tedarik edilen Javelin tanksavar füze sistemlerini kullanmaya başladıklarını duyurdu.

Rusya’nın Olası savaşı Önleme Çabaları
Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerinde yaşanan gelişmeler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in rahatsız olmasına yol açtı. Putin bu sebeplerle sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek için yeni arayışlara yöneldi. Başta ABD olmak üzere Avrupalı liderlerle Rusya’nın güvenliği ile ilgili kırmızıçizgilerini paylaştı. Putin yaptığı görüşmelerde NATO’nun Asya’ya doğru genişlemesinin Rusya’nın güvenliğini tehdit eder hale geldiğini önemle vurguladı.

Rusya, ABD ve NATO’ya Avrupa’nın güvenliği konusunda 2 ayrı taslak metin sundu. NATO’nun, Doğu Avrupa ülkelerinden çekilmesi başta olmak üzere Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya katılımının önlenmesi gibi önemli maddelerin bulunduğu taslak ile ilgili bilgi, Cenevre ve Brüksel’de taraflar arasında ele alındıktan sonra Rusya’ya yanıt verileceği açıklandı.

ABD Başkanı Biden ise Rusya’nın güvenlik garantisi tekliflerine yanıt olarak yazdığı mektupta Ukrayna’nın kendi müttefiklerini seçebileceğini belirtti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise “Rusya’nın endişelerini dinlemeye ve diplomasiyle çözmeye hazırız” yanıtını verdi.

Bu yanıt Rusya’nın teklifinin reddedildiğinden başka bir anlama gelmiyordu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken de bu konuda açık ve net bir şekilde “ABD ve NATO, ittifakın açık kapı politikasına verdiği desteği değiştirmeyecek. Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü, devletlerin kendi güvenlik düzenlemelerini ve ittifaklarını seçme hakkı da dahil olmak üzere, korumayı ve savunmayı taahhüt ettiğimiz temel ilkeler olduğunu açıkça belirtiyoruz” dedi.

17.02.2022 tarihinde ABD Başkanı Biden ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında 1 saat süren bir telefon görüşmesi yapıldı. Yapılan telefon görüşmesinde taraflar birbirlerinden sonuç elde edici bir yanıt alamadılar. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu telefon görüşmesinde diplomasiyi sonuna kadar kullanmak suretiyle Ukrayna sorununu barışçıl bir yöntemle çözmeye çalıştı ancak Biden Ukrayna’yı Rusya’ya karşı piyon olarak kullanmak istediğinden dolayı Putin’in önerilerini reddetti.

ABD ve NATO’nun verdiği yanıttan memnun olmadığını dile getiren Rusya, güvenlik garantileri taslağı konusunda cevap mektubu yayınladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan 11 sayfalık mektupta, Ukrayna’nın NATO’ya dâhil edilmesi durumunda Rusya ile NATO’nun karşı karşıya gelebileceği ifade edildi.

ABD’ye yazılan mektupta Rusya sınırlarına yakın yerlerde artan ABD ve NATO askeri faaliyetleri endişe verici olduğu vurgulandı. Rusya topraklarındaki belirli bölgelerden askerlerin çekilmesine yönelik nihai talepler ve buna daha sert yaptırım tehditleri kabul edilemez ve gerçek mutabakatlara varma umutlarını baltaladığı vurgulandı. ABD ve NATO’nun, barış ve güvenliği koruma alanındaki uluslararası yükümlülüklerinin yerine getirmesi dile getirildi.

Ukrayna’nın 17.02.2022 tarihinde Donetsk ve Lugansk’a yönelik saldırılarını artırması üzerine bölgedeki siviller Rusya’ya tahliye edilmeye başlandı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin ve Lugansk Halk Cumhuriyeti Başkanı Leonid Paseçnik’in talepleri üzerine bu bölgelerin bağımsızlıklarını 21.02.2022 tarihinde tanıma kararını imzaladı. Rusya böylelikle bu bölgelerde yaşayan Rus halkının taleplerine yanıt vermiş oluyordu. Bu hareket aynı zamanda Ukrayna topraklarında bulunan Kırım’dan sonra Donetsk ve Lugansk bölgelerinin de Rusya’ya katılmasının önünü açıyordu.

Nihayetinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 24.02.2022 tarihinde Rusya halkına hitaben bir konuşma yaptı. Bu konuşma aynı zamanda Donetsk ve Lugansk bölgelerine yapılan harekâtın habercisiydi. Böylelikle Rusya Ukrayna topraklarında yaşayan Kırım halkından sonra Donetsk ve Lugansk bölgelerinde yaşayan Rus halkını Ukrayna’nın yapmış olduğu baskılardan kurtarma girişimine adım atmış oldu.

Rusya 23.09.2022 tarihinde kontrolü altında bulunan Donestk, Lugansk, Herzon ve Zaporijya bölgelerinde referandum düzenledi. Düzenlenen referandumda Donestk Halk Cumhuriyeti %99,23, Lugansk Halk Cumhuriyeti %98,42, Herson Bölgesi %87,05 ve Zaporijya Bölgesi % 93,11 oy oranıyla Rusya’ya katılma yönünde oy kullandı. Oylama sonuçlarından sonra bu bölgeler Rusya’ya katıldılar.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski tüm olup bitenler karşısında Rusya’ya meydan okurken muhakkak suretle ABD ve NATO’dan güvenlik garantisi almış olmalıydı. Yoksa kendi başına Rusya ile mücadele edemezdi. En azından gerek askeri, gerekse silah ve mühimmat yönünden Rusya ile baş edeceğine dair bir kanaat getirmiş olmalıydı.

Rusya’nın başlatmış olduğu askeri müdahale çok kısa bir zaman zarfında bir gerçeği ortaya çıkardı. Bu gerçek, NATO’nun birlik üyesi olmayan bir ülkenin işgal edilmesi durumunda savaşa girmeyeceği gerçeğiydi. NATO ülkeleri silah ve mühimmat yönünden destek veriyorlardı ama iş askeri desteğe gelince NATO ülkeleri sus pus oluyorlardı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski bu gerçeği çok geç anladı ama iş işten geçmişti. Zelenski bu aşamadan sonra hemen hemen her gün NATO ülkelerine yalvarması da bir fayda etmedi.

Zelenski NATO’dan bir fayda göremeyince AB ülkelerinden de yardım talep etti ancak AB ülkeleri de tıpkı NATO gibi askeri yardımda bulunamayacaklarını ilettiler. Böylelikle NATO ve AB ülkeleri silah yardımı yapmayı sürdürdüler ancak askeri yardım yapmadılar. Çünkü NATO üyesi bulunmayan bir ülkeye asker göndermiyorlardı.

Zelenski Ülkesini Neden Ateşe Attı?
Bir devlet başkanı askeri bir müdahaleye maruz kalacağı veya askeri bir müdahalede bulunacağı zaman gerekli askeri ve silahı nasıl temin edeceğini planlaması gerekir. Eğer sizi bir başka ülke komşu ülke ile aranızı açmaya çalışıyorsa bir değil bin defa düşünmeniz gerekir. Savaşın yaratacağı her bir olumsuz koşulların ülkenizin durumunu nasıl etkileyeceğini tahmin etmek ve bu duruma göre pozisyon almak her bir devlet başkanının en önemli görevidir. Bu durum aynı zamanda vatan görevidir. Her şeyi masaya koyarak enine boyuna göre düşünerek karar almak aynı zamanda devlet adamlığının da bir göstergesidir.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, ABD’nin Rusya’ya karşı kışkırtıcı yönlendirmelerini enine boyuna masaya yatırması gerekirdi. En azından bu kışkırtmanın nereye varacağını iyi analiz etmeniz gerekirdi. Zelenski her şeyden evvel bir defa ABD adına ülkesini ateşe atarken Rusya ile girişeceği savaşın ülkesi adına olumlu bir etkisinin olup olmayacağını iyi analiz etmesi gerekirdi. Eğer ABD’nin çıkarı aynı zamanda Ukrayna’nın da çıkarına değilse ülkenin birliği ve bütünlüğü adına bu galeyana gelmemesi gerekirdi.

ABD Ukrayna’yı Neden Ateşe Attı?
ABD için Ukrayna’nın ne toprak bütünlüğü ne de güvenliği önemlidir. ABD için asıl önemli olan Rusya’nın çevrelenmesi ve askeri yönden zayıflatılmasıdır. Çünkü günden güne güçlenen Rusya ABD’nin hem Büyük Ortadoğu Projesi’nin hem de Büyük Asya Projesi’nin önünde bulunan en büyük engeldir. ABD bu sebeple Rusya’nın önüne Ukrayna’yı attı.

ABD’nin Ukrayna’yı Rusya’nın önüne atmasının diğer bir sebebi, bu ülkenin Suriye’deki etkinliğini kırmak ve gerekirse Suriye’den çıkarmaktır. Çünkü Rusya Suriye’de bulunduğu sürece Büyük Ortadoğu Projesi devam edemez. Büyük Ortadoğu Projesi’nin kaldığı yerden devam edebilmesi Rusya’nın Suriye’den çıkmasına bağlıdır. ABD bu sebeple Rusya’yı Ukrayna’ya hapsetmek istiyor.

ABD diğer taraftan Rusya’yı Ukrayna’ya bağlayarak Asya ülkeleri üzerindeki etkinliğini kırmayı hedefliyor. Eğer her şey ABD’nin planları dahilinde gelişirse ABD bir taşla iki kuş vurmuş olacak. Böylelikle Rusya’nın hem Asya etkinliği kırılmış olacak hem de Suriye’den çıkarılmış olacak. ABD her şeyi bu planlara göre yaptı. Ancak bu planın tutup tutmayacağı Ukrayna’nın Rusya’ya daha ne kadar dayanacağına bağlıdır.

Şimdiden görünen o ki, ABD, NATO ve Avrupalı ülkelerin Rusya’ya karşı aldıkları yaptırımların hiçbir etkisinin olmadığıdır. Aksine Avrupalı ülkeler enerji kaynakları bakımından Rusya’ya bağlı olduklarından dolayı zor durumda kaldılar. Rus doğal gazına alternatif olarak düşünülen ABD gazı daha maliyetli olacak. Almanya ile Fransa’nın bu duruma göre pozisyon almaya başlamaları ileriki günlerde daha da belirgin hale gelecek. Diğer taraftan ABD tarafından Rusya’ya karşı savaşı devam ettirmesi için galeyana getirilen Zelenski’nin daha ne kadar dayanabileceği ayrı bir tartışma konusudur. Öte yandan Ukrayna halkı ABD’nin çıkarları uğruna Zelenski’nin sürdürdüğü savaş politikasına ses yükseltmeye başlarlarsa hiç şaşırmamak gerekir. Çünkü olaylar bu yönde gelişiyor.

Sonuç
Artık bir tespit yapma zamanı geldi. Zelenski Rusya ile yaşanacak bir savaşın lehe dönüşme ihtimalini öngörmüş ise bu durumu en ince ayrıntılarına kadar değerlendirmiş olması gerekir. Ancak ABD ile NATO askerinin yardıma geleceklerine dair bir söz almadan tabiri caizse dolduruşa gelmişse, Zelenski o zaman bir devlet başkanı değil, olsa olsa bir salaktır. Yok eğer ABD ile NATO askerlerinin yardıma gelmeyeceğini bile bile ülkesini ateşe atmışsa, o zaman da bir vatan hainidir. 07.01.2023

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title