Makaleler

NETANYAHU’NUN GAZZE İNADI

Hamas’ın İsrail’e başlatmış olduğu 7 Ekim 2023 El Aksa Tufanı saldırısı yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu saldırı ilk etapta Binyamin Netanyahu’nun ülkesindeki konumunu güçlendirdi. Çünkü Netanyahu yolsuzluk dosyaları ile ilgili muhalefetin hedefinde bulunuyordu. Günden güne prestijini kaybediyordu. Ancak Netanyahu gelinen nokta itibariyle istediği amaca ulaşamadığı için yine zor duruma düştü.

Hamas’ın başlatmış olduğu El Aksa Tufanı saldırısı Netanyahu için adeta ilaç olmuştu. Netanyahu böylelikle Gazze’yi işgal etme bahanesine erişmiş oluyordu. Gazze’yi işgal ederek ele geçirebilirse ülkesinde konumu da yükselebilecekti. Ülkesinin topraklarını genişleten bir başbakan olacaktı. Bu sebeple Hamas’ın 7 Ekim saldırısı Netanyahu için bulunmaz fırsat olmuştu.

MOSSAD El Aksa Saldırısını Biliyordu
El Kaide’nin 11 Eylül ikiz kule saldırısı nasıl ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgal bahanesi olmuş ise Hamas’ın 7 Ekim El Aksa saldırısı da Netanyahu için Gazze’nin işgal bahanesi oldu. Burada yanıtlanması gereken en önemli soru ise MOSSAD’ın bu saldırı planından haberi olup olmamasıydı. İstihbarat alanında CIA’dan sonra en büyük istihbarat kuruluşu olan MOSSAD bu saldırı planını atlayabilir miydi? CIA nasıl bütün dünyadaki siyasal gelişmeleri an be an takip edebiliyorsa MOSSAD’da aynı konumdadır. Hatta MOSSAD yapısı itibarıyla CIA’nın istihbaratını ikiye katlayabilecek kapasitededir. Böylesine güçlü bir yapıya sahip olan bir istihbarat kuruluşunun Hamas’ın 7 Ekim El Aksa saldırısını atlaması mümkün değildir.

MOSSAD için önemli olan Arap ülkeleri arasında kurulan İsrail’in geleceğidir. MOSSAD bugüne kadar güvenlik zafiyeti vermiş olsaydı İsrail adım adım Filistin’i işgal edemezdi. Nitekim ABD’de yayınlanan The New York Times adlı gazete Jericho Wall kod adlı bir belgeye göre İsrail’in 7 Ekim saldırısından bir yıl kadar evvel haberi olduğunu yazdı. Bu bilgiyi elbette MOSSAD’da biliyordu. Ancak önemli olan İsrail’in Gazze’yi işgal bahanesi olarak kullanabilmesi için bir saldırıya maruz kalması gerekiyordu. Bu sebeple MOSSAD bu istihbaratı bilmesine rağmen Netanyahu iktidarı ile ortak hareket ederek yüzlerce İsrail vatandaşının yaşamını kaybetmesine göz yumdu. CIA, El Kaide militanlarının İkiz Kulelere yapılan uçak saldırılarına nasıl göz yummuş ise MOSSAD’da 7 Ekim El Aksa Tufanı saldırısını bilmesine rağmen göz yumdu.

ABD’nin Filistin Devletine İhtiyacı Var.
ABD 7 Ekim Hamas saldırısından sonra her ne kadar İsrail’e tam destek veriyorsa da aslında bu aşamada İsrail’in Gazze’yi işgal etmesini istemiyor. Çünkü İsrail bu aşamada Gazze’yi işgal ederse Arap ülkeleri ile arası açılabilir. Nitekim Arap ülkeleri İsrail’in Gazze’ye yaptığı topyekün saldırmasına tepki verdiler. Bu durum gelecekte İsrail’ de bir güvenlik sorununu doğuracak. İsrail Başbakanı Netanyahu ise bu aşamada Arap ülkeleri ile olan ilişkilerinden çok ülkesindeki konumunu düzeltmek istiyor. Bu amaçla Gazze’yi işgal ederek ülkesinde kahraman olmayı hedefliyor. Böylelikle hakkındaki yolsuzluk dosyalarını bertaraf edebileceğini düşünüyor. Ancak İsrailli vatandaşlar gelişmelerden memnun değiller. Hatta Netanyahu’nun konutu önünde protesto gösterilerinde bulundular. Bu protesto gösterileri ileriki günlerde daha da artabilir.

ABD ise Netanyahu’nun Gazze’yi bu aşamada işgal etmesini istemiyor. Gazzeli vatandaşların yurtlarından sürülmelerini istemiyor. Çünkü ortada Büyük Ortadoğu Projesi var. Ve bu proje kapsamında İsrail’in Arap devletleri içinde varlığını devam ettirerek bir ikinci İsrail’in kurulmasını sağlama projesi var. Ancak İsrail Arap devletleri ile arasını bozarsa Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmek mümkün olmayacaktır. ABD bu sebeple İsrail’in Arap devletleri ile arasını bozmasını istemiyor.

ABD Birleşmiş Milletler Örgütü’nün 29.11.1947 yılında Filistin’de bir Arap devleti ve bir Yahudi devletinin kurulmasını öngören kararını benimsiyor. Halen hazırda bir Yahudi devleti zaten kurulmuş durumdadır. Geriye ise sadece ve sadece bir Filistin devletinin kurulması kalıyor. Hatta Hamas etkisiz hale getirilemez ise Filistin topraklarında ikinci Filistin devletinin kurulması da kaçınılmaz hale gelecektir. Filistin topraklarında Filistin devletinin kurulması ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesini olumlu yönde etkiler. Çünkü nihayetinde Filistin sorunu çözülmüş olacaktır. Dolayısıyla Filistin sorununun çözülmesi Arap ülkelerinde olumlu karşılanacaktır. ABD bu denge dahilinde bağımsız Filistin devletinin kurulmasını önemsiyor. Nihayetinde Arap ülkelerinin Suriye ve İran hariç karşı çıkmadıkları ikinci bir İsrail devletinin kurulması da hayata geçirilmeye çalışılacaktır. Daha açıkçası Filistin Devletine karşılık Suriye, Irak, İran ve Türkiye’den koparılacak toprak parçalarıyla Kürdistan’ın kurulması planlanmaktadır. ABD açısından önemli olan da budur.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah – el Sisi ile gerçekleştirdiği görüşmede ülkesinin hiçbir koşulda Filistinlilerin Gazze yada Batı Şeria’dan zorla gönderilmesine, Gazze’nin kuşatma altında kalmasına ya da Gazze sınırlarının yeniden çizilmesine izin vermeyeceğini söyledi. Bu açıklama ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları ile de uyum gösteriyor.

Hamas Bir Devlet, İsrail İse Bir Terör Örgütü Gibi Davranıyor
Şurası bir gerçek ki, İsrail Gazze’ye ne kadar saldırırsa saldırsın Hamas’ı ortadan kaldırması ve ona karşı bir üstünlük sağlaması mümkün değildir. Çünkü Hamas esir takasının da yapıldığı ateşkes arasında meşru bir devlet gibi ateşkes kurallarına uydu. Esir takasını da bir devlet sorumluluğu gibi yaptı. Esirlere bir devlet sorumluluğu ile davrandı. Aslında Hamas bir devlet değil, sadece ve sadece Gazze’de yönetimi elinde bulunduran bir örgüttür. Nihayetinde İsrail’in karşısında bir devlet değil bu örgüt var. Ve İsrail bu savaşı bu örgüt ile yapıyor. Bu örgüt ile ateşkes yapıyor. Bu örgüt ile esir takası yapıyor. İsrail böylelikle bu örgütü meşrulaştırıyor.

İsrail öte yandan da Hamas ile mücadele ederken masum Gazzeli vatandaşların yaşamlarını kaybetmesine neden oluyor. Esasen meşru bir devlet bir örgüt ile mücadele ederken masum insanların yaşam haklarına saygı göstermelidir. Ancak İsrail bir devlet gibi değil, tam tersine bir terör örgütü gibi Gazze halkına saldırıyor. Hamas ile mücadele altında Gazze halkını yok ediyor. Bu açıdan bakıldığı zaman Hamas savaşı bir devlet sorumluluğu gibi sürdürürken İsrail bir terör örgütü gibi sürdürüyor. İsrail ile Hamas arasındaki devam eden savaşın en büyük farkı budur.

Hamas’ı İsrail Güçlendirdi
Hamas bugün İsrail ile savaş yapacak dereceye gelmiş ise bunun sorumlusu İsrail’dir. Çünkü İsrail Birleşmiş Milletler Örgütü’nün 29.11.1947 yılında benimsemiş olduğu iki devletli çözümü kabul etmiyor. Hamas’ta aynı şekilde iki devletli çözümü kabul etmiyor. Bu çözümü sadece ve sadece meşru Filistin Yönetimi kabul ediyor. İsrail işgal ettiği kutsal topraklarda bir Filistin devletini kabul etmediği için Filistin Yönetimi ile bir araya gelmiyor. Filistin Yönetimini muhatap kabul etmiyor. Ancak Filistin yönetimini ikiye bölerek Filistin’in tamamına hâkim olmaya çalışıyor. Bu sebeple Hamas’ın Gazze’de egemen olmasını sağladı. Hamas’a mali destek sağlayan Arap ülkelerini destekledi. Çünkü Hamas güçlenirse Gazze’yi Filistin yönetiminden koparabilirdi.

Hamas 25.01.2006 tarihinde Filistin yasama seçimlerini kazanarak Gazze’ye hâkim oldu. İsrail şimdi destek verdiği Hamas’a karşı Gazze’yi işgal etmeye çalışıyor. İsrail Gazze’yi ilk aşamada Filistin yönetiminden koparmıştı. Şimdi de kendi büyüttüğü Hamas’ın elinden koparmaya çalışıyor. İsrail Gazze’yi Filistin yönetiminin elinden koparmayı başarmıştı ama kendi büyüttüğü Hamas’ın elinden koparması pek kolay olmayacak. 06.12.2023

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title