UĞUR MUMCU’YU ANLAMAK VE ANMAK
23 yıldır Uğur Mumcu’yu saygıyla anıyoruz. Hem de hiç bıkmadan ve usanmadan. Onun araştırmacı kişiliğini ve belgelere dayalı gazeteciliğini arıyoruz. Ülkesinin ahde vefası için gerçekleri saptırmadan, korkmadan olduğu gibi yazan Kemalist Uğur Mumcu’yu arıyoruz. Biliyorum, onun gibi bir gazeteci bir daha asla gelmeyecek. Gerçeklerin üzerine hayatı pahasına da olsa onun gibi kimse gitmeyecek. Uğur Mumcu’yu aramamızın nedeni de zaten bu değil mi?
Ne diyordu Uğur Mumcu? ‘’Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz’’. Evet, Uğur Mumcu’nun söylediği gibi bilgi sahibi değilseniz fikir sahibi de olamazsınız. Olayları yorumlayamazsınız. Yorumlasanız da yanılırsınız. Çünkü düşman gerçek niyetini asla hissettirmez. Emperyalist ülkelerin gerçek niyetini bilmeden yaşadığınız bölgeye nasıl zarar vereceğini bilemezsiniz. İlk etapta dost gibi görünürler. Sorunlarınıza ortaklarmış gibi davranırlar. Demokrasiyi ve insan haklarını savunurmuş gibi yaparlar, ama asla gerçek niyetleri bu değildir. Hiçbir zaman da çıkarları olmadığı bir bölgede bulunmazlar. Nerede sömürülecek bir ülke varsa oraya yerleşirler. İstediklerini almadan da gitmezler. Dirençle karşılaştıkları zaman da kan akıtırlar. Ya istediklerini vereceksiniz, ya da vereceksiniz. Demokrasiden anladıkları da budur.
ABD bugün yaşadığımız bölgemize yerleşmiş ise bilin ki, büyük çıkarları vardır. Bu çıkarlar doğrultusunda da Irak’a ve Suriye’ye terörist ihraç etmektedir. Kendi yarattığı IŞİD adlı terörist örgüt ile mücadele eder görünümündedir ancak IŞİD ile mücadeleyi de asla bölge çıkarları adına yapmaz. İlk etapta IŞİD’in akıllara ziyan veren katliamlarına sessiz kalıp bölge ülkelerini kendisine ihtiyaç duymaya zorlar. Sonrası ise malum, Irak’tan sonra Suriye’nin de parçalanmasının önünü açar. Bu senaryoların hepsi de ABD ile İsrail’in çıkarları doğrultusunda gelişir. Bölge ülkeleri de hiçbir zaman birlikte hareket edip bu planlara karşı koyamazlar. Çünkü Atatürk’ün ulus devlet modelinden saptıkları için dirençleri kırılmıştır. Hiç biri durduk yerde de ABD’yi karşılarına alamazlar. ‘’Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’ politikasının arkasına sığınırlar. Ancak bu politikanın da bir gün sona ereceğini akıl edemezler. Bölge ülkeleri dün Uğur Mumcu’nun açığa çıkardığı planlara karşı birlikte mücadele etmiş olsaydılar, bugün Orta Doğu hiç kuşkusuz bugün kan gölüne dönmemiş olacaktı.
Uğur Mumcu yıllar öncesinden Orta Doğu da oynanmakta olan bu senaryoyu ortaya çıkarmıştı. 7 Ocak 1993 yılında Cumhuriyet Gazetesinde ‘’MOSSAD VE BARZANİ’’ adlı makalesinde ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesinin o zamanki ayağını dile getirmişti. ABD ile birlikte hareket eden emperyalist ülkeler elbette Uğur Mumcu’nun bu ilişkileri daha derinlemesine incelemesine izin veremezlerdi. Çünkü bu planlar daha o zamanlarda açığa çıkmış olmasaydı, bugün Orta Doğuyu istedikleri gibi şekillendiremezlerdi. Bu yüzden Uğur Mumcu katledilmeden önce tehdit edildi. Gözdağı verildi. Kimlikleri belli olan siyasetçiler tarafından da uyarıldı. Ancak Uğur Mumcu Atatürkçüydü. Araştırmacı gazeteciydi. Yazdıklarını belgeler ile kanıtlayan bir devrimciydi. Korkak değildi. Bildiklerini ölümü pahasına yazardı. Yazdı da. Arabasına yerleştirilen C-4 tipi bombanın patlamasına kadar.
Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu Kemalist Uğur Mumcu’yu 23. Ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum. Yaşamı örnek olsun.24.01.2016
