TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ŞEYHLER VE DERVİŞLER ÜLKESİ OLAMAZ.
Demokrasi ile yönetilen ülkelere tarikat ve cemaatler egemen olamaz. Eğer egemen olurlarsa o devletlerde ne insan hakları, ne laiklik, ne pozitif hukuk kuralları, ne demokrasi, ne de kadın hakları kalır. O devletlerde pozitif bilimin yerine insanları köleleştiren dini kurallar egemen olmaya başlar. İnsanlara bu kuralları da dinin gereği gibi sunarlar. Aslında böyle bir şey yoktur. Anlatılanlar tamamen uydurmadır. Ancak insanoğlu bir defa kandırılmaya başladı mı gerisi gelir. Bugün yaşanılanlar da bu anlayışın bir devamıdır.
Mustafa Kemal Atatürk Kastamonu’da yapmış olduğu konuşmada bakın ne diyordu?
Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat reisleri bu dediğim gerçeği bütün açıklığıyla anlayacak ve kendiliklerinden hemen tekkelerini kapatacak, müritlerinin artık erginliğe ulaştıklarını elbette kabul edeceklerdir. [ 1 ]
15 Temmuz ABD / FETÖ Darbe Girişimi sonrası FETÖ’nün yerini genelde Menzilciler almaya başladı. Kamuoyunda yer alan haberler dikkate alındığı zaman Sağlık Bakanlığı’nın Menzilcilerin Bakanlığı haline geldiğini anlıyoruz. Diğer cemaat ve tarikatlar da boş durmuyorlar tabi. Yargıda FETÖ egemendi. Şimdi onların yerini Erenköy – Topbaş Cemaati ve yine Menzilciler almış durumdalar. Emniyet ve İçişlerinde yine FETÖ egemendi ancak buraya 15 Temmuz sonrası Nurcular egemen olmaya başladılar. Yine basına sızan bilgilere göre Milli Eğitim Bakanlığı’na Nurcular, Erenköy ve Menzilciler egemen durumdalar. Tarım Bakanlığı’na Risale – Nur Grupları egemen durumdalar. Diğer Bakanlıklarda ise yine Menzilciler ve Erenköy Cemaati egemen durumda. Yani anlayacağınız ülkenin Bakanlıklarına pozitif bilim kuralları yerine tarikat ve cemaatler egemen olmuş durumdalar. Bu durumda Atatürk’ün öne koyduğu hedefler doğrultusunda çağdaş ülkeler seviyesine ulaşmamız bugünün tablosu içinde mümkün görünmüyor. Atatürk bu konuda şöyle demişti.
“Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını her bakımdan çağımıza uygun uygar bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin temel kuralı budur. ” [ 2 ]
Geçenlerde bir televizyon programında Cübbeli diye adlandırılan ve birçok televizyon programına konuk olarak kabul edilen bir şahıs ülkemizde iki bin selefi derneğinin olduğunu ve bu dernek üyelerinin iç savaşa hazırlandıklarını söyledi. [ 3 ] 15 Temmuz ABD / FETÖ Darbe Girişimi öncesi FETÖ’nün darbe girişiminde bulunacağı da söylenmişti. O dönemlerde bu tür alenen yapılan açıklamalara nasıl sessiz kalındıysa şimdi de aynı benzer şekilde bu selefi derneklerinin iç savaş çıkaracağı söylentilerine sessiz kalınıyor. Bu durumda insanın aklına ister istemez yine bir darbe girişimine zemin mi hazırlanıldığı sorusu geliyor. Sizi bilemem ama benim aklıma bu soru geliyor.
Tarikat ve Cemaatlerde insanlar önce mürit haline getiriliyor sonra cennete gitme vaadi ile esir alınıyorlar. Sonrasında bu insanlara her istediklerini yaptırıyorlar. Hiç utanmadan ve sıkılmadan da çocuklara tecavüz ediyorlar. Oysaki insanların bu dünyadan göç ettikten sonra cennete veya cehenneme gitme konusunda bir tek kişinin iradesi vardır. O da Allah’tır. Onun dışında hiç kimsenin Allah adına bir tek söz söyleme hakkı bile yoktur. İnsanoğlu biraz düşünse, biraz kitap filan okusa bu durumu gayet iyi anlayabilir. Ancak insanoğlunun aklını alırsanız iradesiniz de almış oluyorsunuz. Maalesef ülkemiz bu hale geldi.
Toplum olarak biz Atatürk’ün yolunda çağdaş münhasır medeniyetler seviyesine ulaşacak isek bunun yolu öncelikle Tarikat ve Cemaatlerin kapatılmasından geçer. Veya en azından devletin kontrolüne geçmeleri gerekir. Dernek ve vakıflar nasıl denetleniyorsa bu Tarikat ve Cemaatler de öyle denetlenmeleri gerekir. Yani kayıt altına alınmaları gerekir. Yoksa yarından sonra çok geç olacak. FETÖ’nün yaptığı darbe girişiminin bir benzerini de şu an devleti kuşatan Tarikat ve Cemaatler yapacak. İşin en kötü yanı da çıkaracakları iç kargaşa ortamı ile bu sefer devleti ele geçirebilirler. 19.10.2020