Makaleler

TIR NEREDE? HADİ CEVAP VERİN!

sait-balci
Bu gidişle bu Tır vakalarının da sonu gelmeyecek gibi görünüyor. Memleketin gündemi sürekli değişiyor ama Tır vakası hiç son bulmuyor. Burada beni asıl düşündüren konu ise Tır vakaları bizim değil, İsrail gizli istihbaratının ihbarları ile ortaya çıkıyor olmasıdır. Ne kadar acı değil mi? Birde teknik takibe takılmayan yani gözden kaçan tırlar var ki onları hiç saymayın. Gören de Askeriye operasyona gidiyor sanacak. Teröristlere teslim olmuş bir iktidardan daha ne beklenebilir ki? Ancak işte böyle teröristlerle mücadele edecekleri yerde onlara silah taşırlarken yakalanırlar. Daha ne diyeyim ya. Birleşmiş Milletler Örgütü, El Kaide’yi terör örgütü kapsamına almış. Mal varlıklarının dondurulmasına karar vermiş. Ancak bizimkilerin umurunda bile değil. O kadar rahatlar yani. Gece gündüz Tırlar dolusu silahı insanlıktan çıkmış kafa kesen terör örgütüne yetiştirmek için adeta yarışıyorlar. Halen düşman belledikleri Devlet Başkanı Beşşar Esat’ı deviremediler ya o yüzden. Yakında Beşşar Esat kendilerini devirecek ama haberleri yok.

Rüşvet ve Yolsuzluk soruşturmasında savcılar hükümetin üç bakanının çocuklarına operasyon düzenliyor. İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın çocuklarını tutukluyor. Başbakan ise istifa edeceği yerde adı bu yolsuzluk operasyonuna karışan dört bakanına yeni kabine yer vermiyor o kadar. Kendisi ise aynen yola devam ediyor. Soruşturmayı yürüten savcının yanına iki yeni savcı daha atıyor. Emniyet Müdürlerinin neredeyse tamamını değiştiriyor. Böylelikle oğlunun da soruşturulacağı ikinci yolsuzluk operasyonunun yapılmasının önüne geçmiş oluyor. Sanki yolsuzluk yapmak iyi bir haltmış gibi Başbakan’da yolsuzluğu ortaya çıkaran savcıları vatan haini ilan ediyor. Açıkçası burada itiraf etmeliyim ki ben böylesine pişkinlik görmedim. Neymiş efendim? Bu operasyonları paralel devlet yapıyormuş. Bu operasyonlar dış mihraklıymış. Bu operasyonlar hükümeti yıkmak için yapılıyormuş. Yahu ortada yolsuzluk ve rüşvet olayı var mı yok mu? Devletin Bakanlarının çocuklarının da adı karışmış olan yolsuzluğun hiç önemi yok mu? Ortada bir yolsuzluk ve rüşvet olayı var mı? Var. Bitti kardeşim. Siz önce bu rüşvetin ve yolsuzluğun hesabını verin bakalım! Operasyonu paralel devlet mi yapmış yoksa dikey devlet mi yapmış ne önemi var? Öncelikle siz temiz misiniz onun hesabını verin bakalım! Ancak yine ‘’Deniz Feneri’’ davasında olduğu gibi suçun şeklini şemasını değiştirip te ortada bırakmayın da.

Rüşvet yolsuzluk operasyonundan sonra İçişleri Bakanı değişti ancak anlayış henüz değişmemiş. Düşünün ki memlekette bir İçişleri Bakanlığı var ama Suriye’ye gönderilen silahlardan haberi yok. Mümkün mü? Elbette değil. Memleketin yoğun gündeminin olduğu bugünlerde bile silah sevkiyatı yapmaya devam ediyorlar ya pes doğrusu. Üstüne üstlük birde hedef saptırmaya çalışıyorlar ki hiç sormayın. Elleri ayaklarına dolaşıyor. Yapılmış olan ihbar üzerine Devletin polisine silah yüklü Tır kamyonunu aratmıyorlar. Olaya savcı el koyuyor. Yine aratmıyorlar. İçişleri Bakanlığı kanalı ile Valilik tarafından silah yüklü Tır aracının yoluna devam etmesi yönünde savcılığa yazı gönderiyorlar. Yani devletin savcısı işledikleri suçu ortaya çıkarmasın diye ellerinden geleni yapıyorlar. Savcı çaresiz silah yüklü Tır kamyonunu arayamadan bırakmak zorunda kalıyor. Durumu kurtarmak için de Tır kamyonunda gıda maddesi olduğunu ve bunların Türkmenlere gideceği yalanına sarılıyorlar. Ancak Türkmenlerden yanıt gecikmiyor. Buyurun bakalım cenaze namazına. Daha dün İçişleri Bakanı olmuş Efkan Ala pişti oluyor. Zaten söyledikleri gibi Tır kamyonu silah yerine gıda maddesi taşıyor olsaydı elleri ayaklarına dolaşmazdı. İçişleri Bakanı ta Ankara’dan bu olaya maydanoz olmazdı.

Peki, ne olacak şimdi? İçişleri Bakanı kamuoyunun önüne çıkıp özür dileyecek mi? Yoksa silah yüklü aracın Türkmenler yerine başka bir yere gideceğini mi söyleyecek? Ne derseniz? İçişleri Bakanından bu yönde bir açıklama gelir mi? İçişleri Bakanından bir açıklama gelmedi ama Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı durumu idare eden bir açıklama ile söz konusu aracın ülkemizden çıkış yapmadığını söyleyerek sözde İçişleri Bakanının durumunu kurtarmaya çalıştı. Ancak silahlar sınır kapısından gündüz gözüyle çıkmıyor ki. Silahların Suriye’ye sevkiyatını kimse görmesin diye gece çıktığını cihatçı teröristler daha önce itiraf etmemişler miydi? Şimdi yine aynı yöntem ile çıkmadığı ne malum. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, sınır kapılarında nöbet mi tutuyor ki aracın ülkemizden çıkmadığından emin oluyor? Türkmenler de aracın kendilerine gelmediğini söylediklerine göre ya araç çoktan El Nusra Cephesi teröristlerinin eline ulaştı ya da ha bugün, ha yarın kimse görmeden teröristlere ulaştırılmak üzere yola çıkacak. Biz de gözlerimizi yumduk ve uyumak için İçişleri Bakanımızın söyleyeceği masalları bekliyoruz.06.01.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title