ŞU BİZİM HÜSEYİN
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendini bilmez vekilini umarım biliyorsunuzdur. Hani şu Hüseyin Aygün var ya işte ondan bahsediyorum. Yoldan geçerken tesadüfen demeyeceğim ama bilinçli olarak Milletvekili yapılan ve Adı Hüseyin Aygün olan arkadaştan bahsediyorum. Bizim Hüseyin’den yani. Hani şu özlediği dağlara bir vesile ile gidip gelen Hüseyin Aygün. Hani şu Dersim isyancılarından Seyit Rıza’yı kahraman yapan Hüseyin Aygün. Cumhuriyet Halk Partisinden yanlışlıkla Milletvekili yapılan bu arkadaş şimdi harikalar yaratıyor. Yani bizlere ortaya koyduğu çalışmalarından dolayı adeta dudak uçurtuyor. Belki de bu arkadaş son yıllarda Cumhuriyet Halk Partisine en çok zarar veren bir Milletvekili olarak tarihe geçmiştir. Parti tabanından gelen tepkilere rağmen bu arkadaşa ceza da vereceklerini pek sanmıyorum. Zaten ortada böyle bir irade de görmüyorum.
Şimdi isterseniz Meclis dokunulmazlığının haricinde parti içi dokunulmazlığa da sahip olan Hüseyin Aygün’ün marifetlerine bir bakalım. Şu ana kadar Cumhuriyet Halk Partisinden Milletvekili olmuş ve Hüseyin Aygün kadar bir ayrıcalığa sahip vekil yoktur herhalde. İşte bu çok mühim şahsiyet Başbakan’la adeta sözleşmişçesine Türkiye Cumhuriyetini kuran partiyi yerden yere vurmaktadır. Neymiş efendim, Kurtuluş savaşında ‘’Rumlara etnik temizlik uygulanmış’’. Şu ana kadar böyle bir cümleyi kuran bir Milletvekiline de rastlamamıştım. Ancak Cumhuriyet Halk Partisinin önde gideni, hiç çekinmeden ve de hiçbir siyasi sorumluluk taşımadan konuşuyor. Bu konuşmalardan sonra ben açıkçası Hüseyin Aygün’ün Tuncelili olduğundan da şüphe etmeye başladım. İşgal altında kalan bir Ulus bir kurtuluş mücadelesi veriyor. Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün başında olduğu Türk Ulusu memleketi işgal eden Emperyalist Devletleri uzun bir mücadeleden sonra yenip Kurtuluş Savaşını kazanıyor. Yani işgal devletlerine hayatları boyunca unutamayacakları bir ders veriyor. Bize göre bunun adı memleketi düşmandan kurtarmak oluyor ama Hüseyin Aygün’e göre de Rumlara karşı yapılmış etnik temizlik oluyor. Yakın geçmişimizden bu zamana kadar bu derece haberi olmayan bir vekile de ilk defa tanık oluyorum.
Burada etnik bir temizlik varsa onu da kimin yaptığına bakmakta sonsuz yarar var. Kıbrıs’ta 1974 öncesi Türk toplumuna saldırıları acaba kimler gerçekleştirmiştir? Ada’da Türk ve Rum kökenli toplumdan başka kimse de olmadığına göre yapılan zulümleri elbette Rumlar gerçekleştirmiştir. İki Toplumlu bir adada Rum kesimine yapılan tüm uyarılar sonuç vermeyince 1974’ te Kıbrıs Barış Harekâtı düzenlenmiştir. Yani Rumlar tarafından Türk Toplumuna yapılan etnik temizlik Kıbrıs Barış Hareketi ile önlenmiştir. Gerçekler kapı gibi ortada iken Hüseyin Aygün’ün neden böyle konuştuğuna dair hiçbir anlam çıkaramıyorum. Burada açıkçası Hüseyin Aygün’ün Tuncelili olduğundan da şüphe etmeye başladım.
Cumhuriyet Halk Partisinde meydana gelen bu çatlaklara anında cevap veren Başbakan yine fırsatı kaçırmadı. Tabiri caizse hem nalına hem de mıhına vurdu. Şimdi burada düşünülmesi gereken asıl konu ise Başbakan Kurtuluş Savaşlarını ne derece sahiplendiğidir. Şu ana kadar Kurtuluş Savaşlarından övgü ile bahsetmeyen Başbakan şimdi Hüseyin Aygün üzerinden adeta bir vatansever kesildi. Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Cumhuriyeti kutlamamak için bin bir dereden su getiren Başbakan şimdi tam bir Cumhuriyetçi oluverdi. Cumhuriyet Halk Partisi, düşman işgalini yeğleyen bir parti konumuna düşürülürken Başbakan ise tam bir Milli Mücadeleci oluverdi. Ne zamana kadar? Tabi ki Hüseyin Aygün üzerinden Cumhuriyet Halk Partisine yüklenmenin suyunu çıkarana kadar. Eğer bu olay Başbakan’ı gerçekten Milli Mücadeleci yapmışsa amenna. Ancak öyle olmadığını 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında göreceğiz.21.01.2013
SAİT BALCI
