ÖZAL’IN MEZARI NEDEN AÇILIYOR?

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılmasına karar vermiş. Bundan önce de Devlet Denetleme Kurulu, Turgut Özal’ın ölümü ile ilgili bazı çarpıcı tespitlerde bulunmuştu. Bu tespitlere göre Özal, kalp dışı nedenlerden yani organofosfat zehirlenmesi geçirmiş olabileceğinin altı çizilmişti. Devlet Denetleme Kurulu bu teşhisten dolayı Özal’ın mezarının açılmasını tavsiye ediyordu. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçerek 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılmasına karar vermiş. Ancak aradan geçen 19 yıldan sonra sağlıklı bir teşhisin yapılıp yapılamayacağı şimdilik meçhul.

Bu durum ile ilgili geçenlerde Ahmet Özal bir televizyon kanalında bu karar ile ilgili görüşlerini açıklarken, babasının mezarının açılmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı açıkça dile getirdi. Ahmet Özal, ‘’Aradan geçen bunca süreden sonra sağlıklı bir teşhisin yapılabileceğine inanmadığını’’ söyledi. Ayrıca Özal, ‘’Mezarın açılmasının üzüntüye sebep olmaktan başka da bir işe yaramayacağını’’ söyledi. Belli ki Özal ailesi kendi istekleri dışında mezarın açılması kararından rahatsız olmuşlardı. Peki, ailenin isteği olmadan aileden böyle bir talep gelmeden hatta ailenin bu karardan rahatsız oldukları ortada iken bu mezarı şimdi aradan 19 yıl geçtikten sonra açmak doğru mudur? Bence doğru bir karar değil. Bir insan her ne kadar Cumhurbaşkanı da olsa sonu,çta o şahsın bir ailesi vardır. Bu aile bu şahıs hakkında karar alma ve karar verme hakkına da sahiptir. Bu döneme kadar yapılmış olan incelemelerden tam sağlıklı bir ölüm nedeni ortaya çıkarılamamışsa bundan sonra da sağlıklı bir teşhisin çıkması oldukça güç görünüyor.

Şimdi 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüne isterseniz bir başka açıdan ele alalım. Pek tabi ki devleti temsil eden bazı şahısların zamansız ölümleri insanlarda kuşku uyandırıyor. Örneğin yine 1993 yılında Eşref Bitlis’in ölümü de şüphelidir. Bu ölümler akıllarda farklı yorumlara yol açarken devletin istihbaratının bu konuları aydınlatamaması ise düşündürücüdür. Cumhurbaşkanı olmuş bir şahsın bugüne kadar ölüm nedeni aydınlatılamamışsa bu konuda o dönemin Mit müsteşarının da büyük bir eksikliği vardır. Milli İstihbarat Servisi ülkenin güvenliğini ile ilgili bilgi toplamanın yanı sıra bu türde şüpheli ölümleri de araştırması gerekir. Ben bu yüzden şimdiye kadar 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünü ile ilgili ortaya somut bilgiler koyamayan dönemin Mit Müsteşarının bilgisine başvurulmasının daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Bu araştırma mezarın açılmasından daha sağlıklı olacaktır. Zaten son dönemlerde Adli Tıp Kurumunun tartışmalı raporları ortada iken şimdi 19 yıl öncesi ile ilgili söz konusu bu kurum şimdi ne kadar sağlıklı bir teşhis yapılabileceği tartışılır.

8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılması suretiyle ölüm nedeninin bulunabilmesinden açıkçası ben şüpheliyim. Devlet Denetleme Kurulu hangi şüphelerden dolayı mezarın açılmasını tavsiye ediyor bilemem ama cesedi inceleyecek olan Adli Tıp Kurumunun bu yükün altından kalkabileceğini de hiç sanmıyorum. Ancak Devlet Denetleme Kurulunun bu tavsiyesinin altında başka hesapların olabileceğini düşünüyorum. Yani açıkçası ben Turgut Özal’ın ölüm nedeninin araştırılacağı yerde bu ölümle ilgili başka senaryoların uygulamaya konabileceğini düşünüyorum. Açıkça söylemem gerekirse bu meçhul ölümün ‘’Ergenekon Davası’’ ile ilişkilendirilebileceğini düşünüyorum. Eğer yarından sonra böyle bir teşhis ortaya konursa hiç şaşırmayalım. Ancak buradan açıkça ifade etmeliyim ki eğer 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümünden sözde ‘’Ergenekon Terör Örgütü’nün’’ sorumlu olduğu kanısına varılırsa böyle bir oyuna 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın alet edilmesi hiç hoş bir durum olmaz. Ayrıca bir Cumhurbaşkanının ölümü üzerinden yapılacak spekülasyonlar Türkiye Cumhuriyeti Devletine de yakışmaz.28.09.2012

SAİT BALCI

Paylaş