MEĞERSE AKTİVİSTLERMİŞ
Çok değil daha yakın bir tarihte PKK ‘nın terörist olup olmadığı ile ilgili bir yazı yazmıştım. PKK SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ MÜ? Başlıklı yazımın son paragrafında da ‘’ Şimdi artık PKK’nın nasıl bir örgüt olduğuna açıklık getirebiliriz. Terör kapsamından çıkarıldığına göre bundan böyle artık terör örgütü de değildir. PKK, siyasi bir parti de olmadığına göre dağda şehit kanları üzerine araştırma yapan bir sivil toplum örgütü olsa gerek. Bu yüzden İmralı’da ikamet etmekte olan terörist başının da söylediği gibi silah filan da bırakmalarına gerek yoktur. Ne de olsa şimdiye değin nüfuz planlamasına da yeterince katkıda bulunmuşlardır. Bu yüzden PKK, yarından sonra karşımıza topluma faydalı bir sivil toplum örgütleri içinde sayılırsa hiç şaşırmayalım. ’demiştim. İşte bu öngörüm yazdığım yazımın üzerinden çok fazla gün geçmeden gerçekleşti.
Ülkemizin NATO şapkası altında kurduğu Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi’nin ( TBMM ) AKP ve İmralı arasında yapılan görüşmelerin başlamasıyla birlikte yayımladığı İngilizce ‘’Aylık Terörizm Raporlarından’’ PKK’nın adının çıkarılmasıyla birlikte Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ( AKPM ) ülkemizin raporunu kabul etmiş. Verilen önerge 11 oya karşılık 150 oyla kabul edilmiş. Yani PKK bu oylama ile terörist örgütler listesinden çıkarılmış. Dolayısıyla PKK’nın bundan böyle silah bırakmasına filan da gerek kalmadı. Hatta bana göre geri çekilmesine de gerek kalmadı. Terörist olmayan bir örgüt neden çekilsin ki? Bundan böyle isterse çekilirler isterse geri gelirler. Kim karışabilir ki? Ellerinde kapı gibi belgeleri de var artık. Hadi bakalım buyurun cenaze sofrasına. Şehitlerin kanı yerde kalmayacak diyenlere duyurulur. PKK ile görüşmüyoruz diyenler meğerse bırakın görüşmeleri filan PKK’yı terörist örgüt kapsamından çıkarmakla uğraşıyorlarmış. Bütün sıkıntıları da zaten buymuş. Şimdi hangi yüzle toplum içine çıkacaklar merak ediyorum doğrusu. PKK ile görüşmüyoruz derken Milli İstihbarat Teşkilatını devreye soktular. Milli istihbarat Teşkilatı kendi hür iradesi ile mi PKK ile görüşmüştür? Arkasında siyasi bir irade olmayan bir MİT, PKK’nın gerek Avrupa kanadı ile gerekse Kandil ile gerekse de İmralı ile görüşme yapamayacağına göre demek ki yapılmış olan görüşmeler siyasi iktidarın bilgisi dâhilinde gerçekleşmiştir. Bu tiyatro zaten kamuoyunun önünde açık ve seçik oynanmıştır. Oslo görüşmelerinin basına sızması da buna bir kanıttır. Milliyet Gazetesinde yer alan İmralı Tutanaklarının da ortalığa saçılması bir kanıttır. Son dönemlerde İmralı Adasına yapılmış olan turistik geziler buna bir kanıttır. Milli İstihbarat Teşkilatının, İmralı, Kandil ve PKK’nın Avrupa yapılanması arasında gidip gelen mektupların posta servisliğini yapması da buna bir kanıttır. Şimdi ortada oynanmakta olan tiyatroyu hiç kimsenin inkâr etmediğine göre demek ki PKK ile dünden bugüne kadar görüşülmüştür. Ve halen de ‘’Analar Ağlamasın’’ komedisi altında görüşülmeye devam edilmektedir. İşte PKK ile yapılmakta olan müzakereler böylelikle ilk meyvesini de vermiştir.
PKK’nin terörist bir örgüt olmadığı Avrupa Parlamenterler Meclisince de tescillendiğine göre artık sıra PKK’nın bulunduğu oluşuma yeni bir ad vermeye geldi. Avrupa Parlamenterler Meclisince ‘’PKK eylemcileri ( aktivist ) terimlerinin kullanılmasının daha uygun olacağı vurgulanmış. PKK bundan böyle aktivist ise bugüne kadar yapmış oldukları eylemlerin hangi sınıfa gireceğini de çok merak ediyorum doğrusu. Avrupa Parlamenterler Meclisi bu konuya da bir açıklık getirmesi gerekiyor. Avrupalı Parlamenterler Meclisi bu saatten sonra terörist olmayan PKK’nın Kandil’de ne işi olduğuna da açıklık getirmesi lazım. Bana soracak olursanız Kandil’de bulunan PKK’lılara Avcı adının verilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü terörist olmayan bir örgütün dağda işi olmaz. PKK’dan başka dağda bulunan bir örgüt de olmadığına göre PKK’lılara aktivist yani PKK eylemcileri adının verilmesi de kanımca doğru değildir. Çünkü bu isim her ne kadar Avrupa Parlamenterler Meclisinin vermiş olduğu bir isim ise de yine de bu isim terörist adını andırıyor. Hâlbuki barış elçileri olan PKK’lıların bu tür terörist isimler ile incitilmemesi gerekiyor. Sizler ne dersiniz bilmiyorum ama ben bu yüzden PKK’lılara Avcı isminin verilmesini uygun görüyorum. PKK’lılar dağda ise avcılar da dağda avlanıyorlar. PKK’lılar silahlı ise avcılar da silahlıdır. Hiç kimse durduk yerde avcılara da karışıyorlar. Böylelikle PKK’lıların terörist olmadıkları Avrupa Parlamenterler Meclisince de tescillendiği bu raporun Türk Adaletine teslim edilmesi süratiyle de PKK’lılar hakkında açılmış olan tüm davalar da düşürülür. Daha sonra her bir PKK’lıya birer avcı ruhsatı verilebilir. Alın işte size çözüm. Silahlar teslim mi edilecek yoksa yere mi gömülecek yoksa yanlarında mı götürecekler diye düşünmeye hiç gerek yok. Avcı olan insan dağda da silah taşır şehir de de. Ne zaman geriye çekiliyorlar diye endişe etmeye de gerek yok zaten. Avcı olan insan ister çekilir ister dağda kalır. Zaten PKK’lılar geçen Nevruz kutlamalarında silahları ile birlikte dağdan inmemişler miydi? Demek ki bunların avcı oldukları o zamandan belli olmuş. Yoksa devletin güvenlik güçleri müdahale etmez miydi?
İşin Millete dayatma işini de şu an meydanlarda bulunan memleketin en akıllı insanları yerine getiriyor zaten. Gerçi bugünlerde akillerimiz ortada dönmekte olan dolapları millete anlatmakta güçlük çekiyorlar ama olsun vatani görevlerini yapıyorlar ya o yeter. Zaten hiç utanmadan sıkılmadan milletin hoş karşılamasını beklemediklerini de söylemediler mi? Demek ki görevleri iyi ezberletilmiş. Millet tepki de verse tam gaz devam etmeleri konusunda iyi gaz almışlar. Milletin kabul etmediğini biz nasıl kabulleniriz diye öz eleştiri bile yapmadan verilen görevi devam ettiriyorlar. Oysaki Türk Milletinin aklının başında olduğunu unutuyorlar. Millete akıl vereyim derken milletin nasihatlerine maruz kalıyorlar. O kadar da olacak artık.26.04.2013
SAİT BALCI
