Makaleler

KANDİL SEMALARINDA UÇAMAYAN JETLERİMİZİN SURİYE KARASULARINDA NE İŞİ VAR?

Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel, Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde PKK’lıların 19 Haziran günü 8 askerimizi şehit etmesiyle ilgili olarak ‘’Kandil’e operasyon yapmak için Amerika ikna edilmeli’’ diyor.

Genel Kurmay Başkanı bu sözleriyle sınır ötesi operasyonların Amerika’nın iznine bağlı olduğunu itiraf etmiş oluyor. Yani teröristler Irak’tan ellerini kollarını sallaya sallaya gelecekler ve askerlerimizi şehit edecekler ama biz o bölgede operasyon yapamayacağız. Suriye’de sattığımız cakanın binde birini asıl sorunumuz olan bölgede satamayacağız. Olacak iş değil! Yahu Suriye bizim birinci öncelikli sorunumuz mudur? Bizim öncelikli sorunumuz PKK’ değil midir? Bu şehit düşen askerler bizim askerler değil mi? Madem Büyük Ortadoğu projesinin Eş Başkanıyız, biz de Büyük Ortadoğu Projesinin Büyük Eş başkanına ‘’bizim de PKK ile sorunumuz var’’diyemiyor muyuz? Suriye’ye kaldırdığımız uçakları Kandil’e de uçuramıyor muyuz? Eğer Kandil’e operasyon yapmamıza Amerika engel oluyorsa vay halimize. PKK aklına estiği zaman gelip rahat rahat güvenlik birimlerimize baskın yapacak ama biz karşılık veremeyeceğiz. Neden? Çünkü Oslo görüşmeleri var ya ona sadık kalmak için. Peki, PKK olası bu anlaşmaya sadık kalıyor mu? Hayır. Of ne ala memleket. Teröre bu kadar boyun eğen bir iktidar da görmemiştik. AKP sayesinde teröre mağlup olmayı da öğrendik. AKP sayesinde her gün yeni tecrübeler ediniyoruz canım. Allah siyasi iktidarımıza zeval vermesin.

Ülkemizde baş gösteren teröre gerekli yanıtı veremiyoruz ama Suriye’de sözde devlet terörünü çözmeye aday olmuşuz. Yahu insana ‘’sen önce kendi ülkendeki terörü çöz bakalım’’ demezler mi? Sen kendi ülkendeki sorunları çözememişsin kalkmış Suriye’nin sorunlarını çözeceksin öyle mi? O biraz sıkar işte! Amerika kendisi bile bu sorunu çözemeyeceğini anladı da o yüzden çekip gitti zaten. Nato çözecek olsa çoktan olaya el koyacak ama o da başına ne işler geleceğini çok iyi tahmin ediyor. Peki, kim çözecek? Biz çözeceğiz canım. Rusya ile Çin çözecek değiller ya. Zaten Rusya şimdi Suriye’de tatbikat yapacakmış. Eğer Rusya tatbikata başlarsa siz o zaman görün bakalım Suriye’nin halini. Bir bakın bakalım bir daha o semalarda eğitim uçuşu filan yapılabiliyor mu? Suriye’de ekmek kalmadığına göre hadi şimdi yarım kalan eğitim uçuşlarını kandil’de yapın da görelim bakalım. Hem oralar daha geniş değil mi?

Peki, Suriye uçağımızı nasıl düşürmüş? İlk gelen bilgilere göre füze ile düşürüldüğü söylendi. Başbakan muhalefet liderlerine uçağın düşürülmesi hakkında detaylı bilgiler verdi ama uçağın nasıl düşürüldüğünü ispat edemedi. Çünkü alınan görüntülerde uçağımızın düşüş anı görünmüyormuş. Hal böyle olunca da akıllarda soru işaretleri kalıyor tabi. Uçağımızın düşüş anı görüntülenemedi ise füze ile düşürüldüğü nerden belli oluyor? Yüksek derecede tahmin kabiliyetinden mi belli oluyor? Şimdi diyeceksiniz ki düşen uçak bizim uçağımız. Öyle ya da böyle düşürülmesinin ne alakası var? Sonuçta Suriye bizim uçağımızı düşürdü diyeceksiniz. Ama durum öyle değil dostlar. Tamam, sonuçta Suriye bizim uçağı düşürdü ama olayın arka penceresinin de aydınlatılması lazım. Her şeyden önce bahsettiğim gibi bizim uçağın Kandil’e mi uçması gerekiyordu yoksa Suriye’ye mi? Tabi ki Kandile değil mi? Ama Suriye’ye uçmasının ne sakıncası var diyeceksiniz? Çok sakıncası var? Neden Almanya, Fransa, İlgiltere bu bölgeye uçak kaldırmıyorlar? Eğer Suriye eğitim uçuş bölgesi ise neden onlar da Suriye de eğitim uçuşu yapmıyorlar? Bölgede bizden başka efe kalmadı mı? Suriye’den başka eğitim uçuşu yapacak yer kalmadı mı? Diğer bölgelerin köküne kramp mı girdi? Bölgenin efesi biz miyiz?

Suriye’de düşürülen uçağımızın düşüş anı görüntülenemedi ise belli ki uçak alçak bölgede uçuyordu. Uçak alçak bölgede uçuyorsa demek ki füze ile değil uçaksavarla düşürülmüş. Uçaksavarla düşürüldüğüne göre de uçak söylendiği gibi uluslar arası sularda değil Suriye’nin sınırları içinde düşürülmüş. Hal böyle olunca da şimdi soru daha anlamlı oluyor. Peki, şimdi soruyorum. Suriye sınırlarında bizim uçağın ne işi var? Uçak düştükten sonra Suriye bizi neden uyarmadı deniliyor. Yahu sen bile bile Suriye sınırlarını ihlal ediyorsun, sonrada uçağı düşüreceğini neden haber vermedin diyorsun. Oldu olacak hangi silahlarla düşüreceklerini de açıklasınlar bari. Evet, tamam Suriye uçağa uçaksavarla ateş açmadan evvel uyarı gönderebilirdi ama bizim bu kadar düşmanca tavrımızdan sonra bu uyarıyı beklemek de ne kadar doğru olur o da tartışılır. Ayrıca bu durum bizi yine de haklı çıkarmaz. Eğer biz haklı olsaydık bizim isteğimiz üzerine toplanan NATO Ülkeleri Suriye’ye büyük bir nota verirlerdi. Bu da olmadığına göre biz kendi kendimize gelin güvey olmakla kaldık. Bu durumda biz Suriye’den bir gol yedik bu bir.19 Haziranda da Kandil’de bir gol yemiştik bu da etti iki. Yani gelen vuruyor giden vuruyor. Bölgede şamar oğlanına döndük bu da üç.

Peki, İktidar partisi bu durumdan kendine bir pay çıkardı mı? Evet çıkardı. Birincisi Kandil’de yediği golü unutturdu. Halkın, Dağlıca baskınından dolayı oluşan tepkisini Suriye’ye yöneltti. Sanki Suriye bize savaş açmışta uçağımız bu yüzden düşürülmüş durumuna geldik. Siyasi iktidar gündem değiştirmede usta olduğunu biliyordum ama Dağlıca baskınını bile kullanabileceğini tahmin etmemiştim. Artık şimdi Suriye’ye karşı tek vücut durumdayız. Sanki bölgenin efendisi bizmişiz gibi Suriye’yi azarlamayı da ihmal etmedik. Dünya devletlerine bile Suriye üzerinden mesaj gönderdik. Ülkemize karşı düşmanlık besleyecek Ülkelerin başına ne işler gelebileceğinin gözdağını verdik. Ülkemize karşı kardeşlik besleyen Ülkelerin ne kadar şanslı olduklarını vurguladık. Bu cakaları satarken Meclis salonundan da ‘’ Türkiye seninle gurur duyuyor ‘’ dendi ya tamamdır artık. Bizi şimdi kimse tutamaz. Başka da söze gerek yok zaten.

Peki, bu olup bitenler karşısında muhalefet ne yaptı? Öncelikle Başbakan değerlendirme toplantısı yapana kadar pek ses çıkmadı. Başbakan’ın bilgilendirme toplantısından sonra Muhalefet partileri ‘’Suriye’de ne işimiz var’’ diyeceklerine Suriye’ye verilen notayı savundular. Hani Suriye ile bir savaş yaşıyormuşuz da uçağımız öyle düşürülmüş sanki. Bulunduğumuz bölgede Suriye semalarında uçak uçuran biziz. Adına Özgür Suriye ordusu denen aslında Suriye’’nin teröristleri olan silahlı guruplara yardım eden biziz. Mit’in yalanlanmadığına göre Suriye’nin teröristlerine silah temini yapan da biziz. Suriye’den gelip içlerinde terörist olup olmadığına bakmadan kapıları açan yine biziz. Daha önce de Suriye’nin sözde dostları ile toplantılar yapan yine bizdik. Ortadoğu projesinin Eş Başkanlığını yapıyoruz diyen yine biziz. Peki, tüm bu olup bitenler karşısında Suriye kendi sınırlarına giren uçağımızı düşürmekten başka bize ne yaptı söyler misiniz?

Peki, şimdi ne oldu? Suriye krizi ile birlikte Dağlıca baskını unuttuk. Suriye krizi ile halkın Başbakan’a azalan güveni tazelendi. Muhalefet Partilerinin yapılmakta olan Yeni Anayasa için sıcak ortam tazelendi. Her şeyin Amerika’nın kontrolünde gittiği için yeni açılımlara Bahçeli’nin de ikna edilmesi isteniyordu. Bu sayede bu plan da gerçekleşti. Başbakan bu yüzden uzun dönemdir Bahçeli ile bir araya gelememenin sıkıntısını yaşıyordu. Bu sayede Bahçeli ile de sıcak ilişkiler tazelemiş oldu. Başbakan Meclis’te bu yüzden Bahçeli’ye defalarca teşekkür etti. Başbakan, Bahçeli’yi de hizaya getirmenin sevinciyle Bahçeli’yi yere göğe sığdıramadı. Bahçeli’nin de koltukları kabarmıştır artık canım. 29.06.2012 Cuma

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title