Makaleler

İKTİDARI KAYBETMENİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ

sait-balci
Gündem, yerel seçimlere yaklaştığımız bugünlerde oldukça yoğunlaştı. Gelişmeler saat saat değişiyor. Yetişebilene aşk olsun. Geçen bir yazımda da itiraf ettiğim gibi artık internete düşen kasetleri takip edemez hale geldim. Bırakın kasetleri, gündemi dahi takip etmekte zorlanıyorum. Bu seçim atmosferinde artık bu kadar olacak. Şunun şurasında ne kaldı ki. Pazar gününü saymazsak topu topu bugün ile birlikte 2 gün kaldı. Liderler seçim meydanlarına sadece bugün ile birlikte cumartesi günü son kez çıkacaklar. Son kozlarını oynayacaklar. Liderler eskiden son kozlarını televizyon ekranlarında oynarlardı. Bu gelenek AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte sona erdi. Daha doğrusu Cumhuriyet Halk Partisi liderlerinin davet etmesine rağmen Başbakan cesaret edip te bugüne kadar ne Deniz Baykal’ın, ne de Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşına çıkabildi. Başbakan ancak kendi yandaşı olan televizyon kanallarında önceden hazırlanmış sorular ile halkın karşısına çıkabiliyor. İster istemez burada muhalefetin karşısına çıkamayan bir Başbakan olur mu sorusu akla geliyor. Başbakan bugüne kadar bu cesareti gösteremediğine göre bugünden sonrada gösterebileceği meçhul. AKP İktidarına kadar muhalefetten korkan bir Başbakan da görmemiştik. Çok şükür Allah’ıma bize bu günleri de gösterdi.

Dün internete yine bir ses kaydı daha düştü. Burada açıkça ifade etmeliyim ki, internete düşen ses kaydındaki konuşmacılar tarafından sarf edilmiş öylesine sözler var ki donup kaldım. Sanıyorum ülkeyi yönetmek için iktidara gelen siyasi partiler arasında bugüne kadar böylesine ifadeler kullanılmamıştır. Söz konusu ses kaydını Cumhuriyet Gazetesi internet sayfasına koymuş. Bu ses kaydı yayınlanır yayınlanmaz da gündeme bomba gibi düştü. Çünkü dinlenen konuşmalara göre bir araya gelmiş olan devletin önemli kademelerinde bulunan kişiler, ülkeyi savaşa sokmak için ellerinden geleni yapmışlar. İddiaya göre Suriye’ye savaş açabilmek için nasıl gerekçeler bulunabileceğine dair kafa yormak için toplanan kişiler, Suriye’de bulunan Süleyman Şah Türbesi’ne IŞİD tarafından yapılan müdahaleyi kullanmak istemişler. Toplantıya katılan önemli bir şahsiyet ’’Bu olaydan sonra yine ülkemizde bombaların patlatılabileceğini’’ söylemiş. Demek ki bu olaydan önce de ülkemizde patlatılan bombalar var. Ve bu patlatılan bombalardan Devletin önemli kademelerinde yer alan bu şahsiyetlerin haberleri var. Bırakın teröristlerin düzenlediği bombalı saldırıları artık kendi ülkemizin önemli şahsiyetleri bomba patlatma işine giriştikleri gün gibi ortaya çıktı. Şimdi burada komşumuz Suriye’ye savaş çıkartma girişimi ayrı bir suç teşkil ediyor, bugüne kadar ülkemizde bu amaç için patlatılan bombalar ile vatandaşlarımızın ölümüne sebep olmak ayrı bir suç teşkil ediyor. Bu ses kaydından sonra şimdi aklıma Hatay Reyhanlı’da 11 Mayıs 2013 tarihinde 52 vatandaşımızın ölümüne ve 146 vatandaşımızın da yaralanmasına sebep olan bombayı da bu ekibin mi tezgâhladığı sorusu aklıma geliyor. Ne dersiniz? Yorumu sizlere bırakıyorum.

Ortam dinlemesine takılan ses kaydındaki iddialara göre diğer bir şahsiyet, ‘’ ivedi olarak silah ve mühimmatların muhaliflere ulaştırılması gerektiğini’’ söylemiş. Buyurun bakalım cenaze namazına. Ülkemizin nasıl yönetildiğini görün de kendinize gelin. Yaşamakta olduğunuz akıl tutulmasından ayılın. İktidar partisinin ülkemize nasıl ihanet ettiğini görün. Hani ‘’Lafa değil icraata bakarım’’ diyorsunuz ya. Buyurun size okkalı bir icraat. Umarım bu icraatları da karşılıksız bırakmazsınız. Yoksa böyle icraatları bir daha nerede bulacaksınız? Yoksa siz böyle icraatların kolay olduğunu mu sanıyorsunuz?

Ortam dinlemesine takılan ses kaydındaki diğer bir katılımcının ifadesine de değinivereyim de toplantıya katılan diğer saygıdeğer şahsiyetlere haksızlık olmasın. Çünkü böyle şahsiyetler öyle kolay kolay dünyaya gelmiyor. Söz konusu ses kaydında Devletin önemli kademelerinde bulunan şahsiyet ‘’Gerekirse Suriye’ye dört adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah Türbesine ’de saldırtırız. ’diyor. Yazıyı yazdığım saatlerde bu ifadelerle ilgili herhangi bir yalanlama açıklaması henüz gelmemişti. Belki ilerleyen saatlerde gelir. Belki de gelmiştir de ben kaçırmış olabilirim. Eğer bu konuda herhangi bir açıklama yapmışlarsa da bu o kadar önemli değil. Önemli olan bu ses kaydının internete düşmesinden sonra toplantıya katılan katılımcıların istifa edip etmedikleridir. İstifa etmeyecekleri yaptıkları konuşmadan yeteri kadar anlaşılıyor. Söz konusu ses kaydını yayınlayan Cumhuriyet Gazetesinin internet sayfasının hacklenmesinden anlaşılıyor. Twitter’ı kökünü kazımalarından sonra şimdi de You Tube’yi de kapatmalarından anlaşılıyor.28.03.2014

SAİT BALCI

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title