GÜLEN’İN İADESİ
DENİZ FENERİNİ UNUTMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZASINI UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!
Yeter be kardeşim, yeter. F Tipiniz de batsın, demokrasiniz de. Sizden gelecek demokrasi hiç gelmesin daha iyi. İnsanı dinden imandan çıkarmayın ya. Sizin iç sorunlarınızdan bize ne kardeşim. Ne haliniz varsa çıkın meydanlarda kapışın. Yok, paralel örgütmüş, yok haşhaşıymış falan filan. Bize ne kardeşim. Gülen Cemaati’nin devlet içinde ayrı bir yapılanma olduğunu bugüne kadar öğrenememişseniz bizim suçumuz ne? İstediklerini verirken bize mi sordunuz? Bırakın artık ağlamayı sızlamayı. Adam gibi devleti yönetecekseniz yönetin. Yok, halen daha ağlamaya, sızlamaya devam edecekseniz istifa edin kardeşim. Kozunuzu nerede paylaşacaksanız oraya gidin. Devlet kavga etme yeri değildir. Devlet demek tüm yurttaşları kucaklamak demektir. Salt kendi yandaşlarınızı gözetmek değil, tüm toplumun çıkarlarını gözetmek demektir. Vatandaşın sorunlarına sağ sol demeden çözüm bulmak demektir. Bunları da beceremiyorsanız yol yakınken Allah rızası için istifa edin. Sonuçta siz de kurtulun biz de.
Yok, pasaportu geçersizmiş. Yok, yakalama emri çıkartılmış. Yok, kırmızı bülten çıkartılıyormuş. Daha neler. Hadi diyelim paralel devleti ortadan kaldırıyorsunuz. Ustalık dönemi de dâhil olmak üzere bugüne kadar yapmış olduğunuz yanlışlıkların farkına şimdi vardınız. Peki, bugüne kadar topluma çektirdiklerinizin hesabını kim verecek? Balyoz ve Ergenekon Davalarında yargılanan yurtsever aydınlara ve vatansever askerlere çektirdiklerinizin hesabını kim verecek? Silivri zindanlarında geçen tutsak günlerin hesabını kim verecek? Hesabını verecek olan var mı? Yok değil mi? Elbette yok. Çünkü Balyoz ve Ergenekon Davaları başlamadan evvel bu davalara bakan savcıları ve hâkimleri koruma altına aldınız. Neden peki? Çünkü bu davaların bir gün boşlukta kalacağınızı çok iyi biliyordunuz da ondan. Bu yüzden bu hâkim ve savcılara kol kanat gerdiniz. Yargıyı onlara teslim ederek Kuddisi Okkır’ı Kaşif Kozinoğlu’nu Yarbay Ali Tatar’ı, ve şimdi aklıma gelmeyen aydınları bile bile ölüme terk ettiniz. Bu cinayetler işlenirken de ‘’Ben bu davaların savcısıyım’’ dediniz. Madem bu davarın savcısı sizsiniz, haydi şimdi de bu davaları temizleyin de görelim bakalım. Ağlayıp sızlamakla bu işler olmuyor. Eğer gerçekten Cemaat yapılanmasından hesap soracaksanız öncelikle işe Ergenekon ve Balyoz Davalarından hesap sorarak başlayacaksınız. Bu davalara bakan hâkim ve savcıları yargılamakla işe başlayacaksınız. Vatansever askerlerin karşısına PKK terör örgütünden nasıl gizli tanıklar icat ettinizse, şimdi de onların karşısına aynı terör örgütünden gizli tanıklar icat edeceksiniz ki, adalet yerini bulsun.
Haydi diyelim Gülen hakkında tutuklama kararı çıkartınız. Pasaportunu geçersiz kıldınız. Bu sorunları çözecek mi? Haydi diyelim pek inanmıyorum ya, kırmızı bülten de çıkartınız. Peki, ABD Gülen’i iade edecek mi? IŞİD’le mücadele kapsamında ABD’den bir Gülen’i istediniz, bir de Esad’ı. Peki ABD verdi mi? Vereceğim dedi mi? Peki şimdi verecek mi? İnterpol tarafından kırmızı bülten ile aranan eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’yi siz verdiniz mi? Uluslararası hukuka karşı siz görevinizi yerine getirdiniz mi? İnterpol da zaten bu aşamada Gülen’in iadesi için sizin başvurunuzu bekliyordu. ABD’de IŞİD sorununu çözdü de, şimdi Gülen’in iadesi ile ilgilenecek. Allah aşkına insanı güldürmeyin. Baştan da dediğim gibi Gülen ile bir sorununuz varsa kendi aranızda çözeceksiniz. Ha o gelmiyorsa siz gidin oraya kardeşim. Gelmesini niye bekliyorsunuz. Gidin kozlarınız orada paylaşın. Sizin yüzünüzden milletin zaten yeteri kadar sorunu var. Bir de siz eklenmeyin. Gidin oraya ve ne alıp veremediğiniz varsa orada çözün. Yeter ki Türk Milletinin yakasından düşün.
Yarın tekrar görüşmek üzere şimdilik hoşça kalın. 30.12.2014
