Makaleler

İSRAİL İSTİHBARAT BAKANLIĞI’NIN GAZZE STRATEJİSİ VE SİSİ’NİN GELECEĞİ

Hamas’ın 7 Ekim’de başlatmış olduğu El Aksa Tufanı Operasyonu İsrail’in öteden beri fırsat kolladığı Gazze’yi işgal planına dönüştü. Esasen İsrail böyle bir operasyonu bekliyordu. Çünkü başka şartlarda Gazze işgal edilemezdi. Çünkü Gazze’nin bir işgal bahanesi olması gerekirdi. 11 Eylül saldırıları nasıl Afganistan ve Irak’ın işgal bahanesi olmuş ise Hamas’ın saldırısı da Gazze’nin işgal bahanesi oldu.

Hamas’ın 7 Ekim El Aksa Tufanı Operasyonu zamanlama açısından da çok kritik bir döneme rastladı. Çünkü gelecek yıl ABD’de seçimler var. Ve ABD seçimlerinde Yahudi lobisi oldukça etkin oluyor. Önceki Başkan Trump’da bu lobinin desteği ile başkan seçilmişti. Ancak Trump NATO’yu yüksek perdeden eleştirince işler değişti. Keza Trump’ın Rusya’yı hedef almaması da kabul edilmedi. Çünkü ABD derin devletine göre Rusya hedef alınması gereken baş düşmanlardan birisiydi. Sonuçta Trump sürdürdüğü dış politikanın bedelini seçimi kaybederek ödedi. ABD seçimlerini kazanmanın yolu İsrail’i her koşulda savunmak ve Rusya ile Çin’i düşmanlaştırmaktan geçiyor.

Hamas 7 Ekim’de El Aksa Tufanı Operasyonunu başlatınca İsrail için geri dönülemez bir süreç başladı. Bu süreç Netanyahu açısından her ne şekilde olursa olsun Gazze’yi Filistinlilerden arındırmak ve bu bölgeyi İsrail topraklarına katmaktır. Bu sebeple Hamas 7 Ekim’de İsrail’e saldırı düzenlememiş olsaydı İsrail yine bir bahane bulup Gazze’yi kuşatacaktı. Çünkü ABD seçimlerinin öncesinde Gazze’yi işgal ederse bu işgale Biden 2024 seçimlerinden dolayı ses çıkaramazdı. Aynı zamanda ABD ile ortak hareket eden batılı ülkelerde ses çıkaramazlardı. Dahası İsrail’e destek vermek için ellerinden geleni yaparlardı. İsrail Başbakanı Netanyahu bu sebeple Gazze’yi işgal planını devreye soktu.

İsrail’in İstihbarat Bakanlığı da Gazze’nin işgal planını hazırladığı belgede açıkça net bir şekilde ortaya koydu. Bu belgeye göre Gazze’de yaşan Filistinlilere üç alternatif seçenek sunuluyor. Bu seçeneklerden birisi, Gazze’de yaşayan Filistinliler Mısır’ın kuzey Sina bölgesine sürülmesidir. Bu plana göre Gazzeliler Sina’ya sürülürlerse bu bölgede çadır kentler oluşturulacak ve Filistinlilerin bir daha geri dönmemek şartıyla bu bölgede kalmalarına zorlanacak. Gazzeli Filistinlileri ikna etmek amacıyla da bu göçün sorumlusunun Hamas olduğuna yönelik propaganda yapılacağı belirtiliyor.

İsrail İstihbarat Bakanlığının yayınladığı belgede ABD’nin Gazze sakinlerini Mısır’a yerleştirme planında Yunanistan, İspanya ve Kanada’nın rol alması gerektiği belirtiliyor. Ve ABD’nin bu ülkeleri Mısır’a baskı yapmaları için zorlayacağı belirtiliyor.

Yayınlanan belgede Mısır’ın bu göçü kabul etmesinin uluslararası hukuk açısından zorunlu olduğu dile getiriliyor. Ancak diğer taraftan da Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi bu plana karşı çıkıyor. Mısır’ın devrik lideri Mübarek 2007 yılında katıldığı bir toplantı da şu açıklamaları yapmıştı.

“Asıl düşmanımız İsrail’dir. Ancak hem ABD hem de İsrail ile savaşıyoruz. Refah Sınır Kapısı’nı Filistinlilere açmamız ve özellikle Sina’da ikamet özgürlüğü vermemiz için üzerimizde baskı var. Bir ya da iki yıl içinde Sina’daki Filistin mülteci kampları konusu uluslararası konu haline dönüştürülecek. İsrail, çok sayıda Filistinliyi önce Gazze’den sonrasında da Batı Şeria’dan Mısır’a göç etmeleri için baskı uygulayacak. Filistinli mülteciler Mısır topraklarına girdikten sonra BM’nin Gazze’de Sina’ya gelip yerleşenlerden sonra tüm Filistinlilerin gelip yerleşebileceği yeni bir Filistin devleti kurmak için “yeni bir Oslo anlaşması” talep edebileceğini “proje hayata geçerse Mısır içinde bir diken olarak kalabilir”

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek bu plana karşı çıkmanın bedelini Arap Baharları kapsamında ödedi. Keza yine Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra iktidara gelen Muhammed Mursi’nin akıbeti de aynı oldu. ABD Muhammed Mursi’ye Mısır’ın dört ila beş yıla yayılan iki aşamalı bir süreçte Sina’nın üçte birini Gazze’lilere bırakmasını önerdi. Ayrıca Yeni Filistin devletinin kurulması için destekleme sözü verdi. Böylelikle de İsrail ile Mısır arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşeceğini bununda bölgeye faydalı olacağını söyledi. Ancak Mursi de Hüsnü Mübarek gibi bu planı reddetti. Mursi’nin siyasi hayatı Mübarek gibi darbe ile son buldu.

Gazzelilerin Sina’ya sürülme planı şimdi Sisi’ye dayatılıyor. Mısır Devlet Başkanı bu plana karşı çıkmakla beraber Mübarek ve Mursi gibi kesin olarak reddetmedi. Sisi bu planı reddederse onun da sonu Mübarek ve Mursi’den farklı olmayacak. Ancak Sisi öte yandan da Mısır topraklarından feragat etmek istemiyor.

İsrail İstihbarat Bakanlığı’nın hazırladığı belgede ABD’nin Mısır, Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’a baskı uygulayarak planın gerçekleşmesini sağlayacağı belirtiliyor. İsrail’in Gazze’ye başlattığı işgalden bu yana Türkiye arabulucu olabileceğine dair açıklamalar yapmıştı. Türkiye’nin yapacağı arabuluculuk önerisi ise henüz kabul edilmiş değil. Daha açıkçası ABD Türkiye’ye kendi arabuluculuk önerisini dayatıyor. Bu önerilerin arasında Gazze’li Filistinlilerin Türkiye’ye yerleştirilme planı da var. ABD Dışişleri Bakanı Blinken ziyaret ettiği Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştükten sonra hiçbir açıklama yapmadan Türkiye’den ayrıldı. Blinken’in Türkiye’den açıklama yapmadan ayrılmasında kamuoyunun hassasiyeti var.

Yayınlanan raporda İsrail’in Gazze’ye başlatmış olduğu işgalin beklenen neticeyi veremeyeceği ve uluslararası toplumun tepkisi ile geri çekilmenin gerçekleşebileceğine de değiniliyor.

Gazze için düşünülen bir başka plana göre de yerel Arap liderliğinin kurulması planıdır. Ancak bu planında başarıya ulaşamayacağı öngörülüyor. Bunun nedeni olarak da yerel muhalefetin Hamas’a karşı bir tepkisinin olmaması gösteriliyor.

İsrail istihbarat Bakanlığı’nın yayınladığı belgeden anlaşılıyor ki, Mısır Filistinlilere kapısını açması için son aşamaya kadar zorlanacak. Eğer Mısır kapısını açmaz ise başka bir yol bulunmaya çalışılacak. Yeni bir yol bulunana kadar da Gazzelilerin sürülme planına ara verilecek. Ancak öte yandan da Mısır Devlet Başkanı Sisi için zor günler başlayacak. Ya Gazzeli Filistinlilere Sina’nın kapısını açacak ya da yeni bir yol bulunana kadar ayakta kalmaya çalışacak. Bu aşamada Sisi iki arada bir derede kalacak.

İsrail Başbakanı Netanyahu ise uygulamaya koyduğu planı ateşkes çağrılarına rağmen halen aralıksız olarak devam ettiriyor. Ancak ortada bir gerçek var ki o da bu planın uygulanması Filistinli vatandaşların Gazze’yi terk etmelerine bağlıdır. Gazzeli Filistinliler yurtlarını terk etmedikleri sürece İsrail amacına ulaşamaz. Her geçen gün İsrail’in aleyhine işliyor. Diğer taraftan da Batılı ülkeler ve ABD bu aşamada bir ateşkes yapılmasından yana tavır almaya başladılar. Çünkü İsrail’in orantısız saldırıları tepki çekmeye başladı. İsrail bu şartlarda daha fazla devam edemez. 08.11.2023

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title